Karanlıklardayım, derinlerde.
Ateşlerdeyim, küllerde.
Ruhlardayım, sahte bedenlerde.
Zindanlardayım, esirlerle.
Korkularındayım, korkunum.
Düşlerindeyim, rüyalarında.
Savunmasızım
Korkağım
Duygusuzum
Aptalım...
Zayıfım, güçsüz.
Direnişciyim ama özgür.
Lanetliyim
Cehennemliğim
Ruhsuzum ama ölümlüyüm
-Karanlık, bir ışıkla dehşet verir aslında çünkü yalnız kalamazsın gölgen vardır yanında
-Yalnızım yapayalnız hayat yuolunda belki arkamdan gelenler var ama bakmazlarbana , beni güldürün ama ağlarım ben bedenim alışmış ne de olsa
-Yalnızlık gülümser ekşi ekşi suratıma ben yalnızken ve ağlarken demekki yalnız değilmişim kendimi yalnız sanırken
-Kötümser bir şekilde bakan yok bana karanlık bakar ama o iyidir aslında çünkü düşünme fırsatı verir insana
-Sorma acı hayat bunları duyabiliryorsan sende yaşıyorsun bu acı kuru havayı . İçine çekerek biliyorsun yine yaşadıdığı bazende lanet ediyorsun bazı anlar olur ya o zaman işte.
Neler hissettiğini bende biliyorum ben bunları her dakika yaşıyorum her insan gibi.Sense meleksin anlarsın ama bizim kadar değil...
-Kırmızı kırmızı damlalar yere dökülür onlar benim kanım, ben değil onlar acı çeker yere düşerken ben acı çekerim siz aptal insanlar bana bakarken çünkü size acırım bana küçümser gibi bakıp karşımda dikilirken
-Karanlık bir oda her yer kapkara burda, işte hayat budur herkesi beklerim buraya ama beni yalnız bırakın kendinizde yalnız kalın ancak bu şartla
-Hiç bir şey istemem bir parça gülebilmek için ağlamak daha güüzeldir rahatlar insan ne de olsa öyleyse gel sende bu karanlık ortama
-Bir kaç damla gözyaşı akar gözümden ama napabilirim ki benimde ruhum kayıp hayatın içinde kalbim kırık param parça bir halde ama karanlığın şartı budur
mutlu olmalıyım belki de
-İşte bitti .yolun sonu ne kadar inanılmaz diimi? Bak kargalar geçiyor üstümüzden onlarıda biri saldı buralara burda kargamı neresi burası sonra bir ses duyuyorum ve irkiliyorum siyaha hoşgeldin bir şey diyemiyorum.Ah ah daha neler yapacaktım Bitti işte bu kadar oyun gibiymiş hayat kendi canımı aldım ama değmezmiş belkide senin için ta buralara kadar...
-Bazen bir şeyi söylemek yapmaktan daha kolaydır ama bazende bir şeyi yapmak söylemekten daha kolaydır.
-Denizin rüzgarı yüzüme çarparken seni düşündüm.Ayağım yere değerken her adımda seni düşündüm.O acı veren ve nasıl olduğunu anlamadığım bir acı çekerkende hep seni düşündüm hep seni...Ve tabuttada hala seni düşünüyorum...
-Ayaklarımın sesinin duyarken irkilen ve kaçan kuşlar kadar masumdun bazen,bazense rüyalarıma giren ve her yeri mahfeden cani yaratıklar kadar vahşi ama tek bildiğim şey hala seni sewdiğim...
-Gözlerimin ne kadar uzağa daldığı bilmediğim bir anda
İki kuş kondu önümdeki soğuk cama
Biri diğerine baktı ve ağladı
Diğeri küçük ayaklarıyla döndü ve bakmadı
Ağlayan gökyüzüne baktı ve yağmur yağdı birden
Diğeri aldırmadı ıslanmamak için sıçradı aniden
Yağmurda ağlayan kuş yere baktı ve sonra diğerine
Diğeri yere baktığını gördü ama özgürlüğü gördü ileride
Sonra yan pencereden biri çıktı ve ağlayan kuşu alırken
Diğeri uçtu ileri dağlara doğru özgürlüğü ciğerlerine çekerken
Ağlayan kuş esir oluyordu işte diğeri gözden kaybolurken...
- Bazen ağlamak da çözümdür , bir yere sıkışıp yüzünü kapatmakta ama bu çözümler sadece kendinedir.Hayatta değişen bir şey olmayacak...
|